Seçkin bir Bayanla Yaşadığım Seks

Ben Mehmet. 32 yaşında evli bir İşadamıyım. Orta ölçekli bir işletmenin idareyicilerinden biriyim. Yurtdışında bir firmayla yapacağımız ortaklık görüşmelerine hazırlanıyordum. Bu iş için ben görevlendirilmiştim. Ancak İstanbul’dan mail görüşmeleri yetmemekteydi. Onun için Fransa’ya gitmem gerekiyordu. Zorunlu otel rezervasyonları, gezi programları, kısacası her şey firma tarafından ayarlanmıştı. Paris’te görüşmelerde bulunacaktım, karım gideceğim yer Paris olunca gelmek için çok ısrar etmişti. Ben de ona yalnızca birkaç günlüğüne gideceğimi, başka bir deyişle dolaşmaya yer olmadığını, yazın minik bir tatile onu götüreceğimi söyledim, kabul etti. Reelinde yurtdışı seyhatlerinde genelde geceleri orospularla geçiririm. Başka Bir Deyişle bunun için karımı istemiyordum yanımda.
Neyse, eşim beni havaalanına götürdü, uğurladı. 3 saatlik uçuşumda, raporları, uyuşmaları araştırarak Paris’e indim. Pasaport hakimiyetinden geçtim, bavulumu aldım, sonra Orly Havaalanının dış hatlar terminalinden çıkış yaptım. Ellerinde kağıtlar, kartonlar olan bir hayli insan vardı, bekliyorlardı. Dikkatlice bakmaya başladım. Evet. Benim adımı bulmuştum. Usulca yürümeye başladım, kartonu yakalayan hanıma, “Merhaba!” dedim İngilizce. Ama bayandan Türkçe, “Mehmet Bey? Değil mi?” yanıtını alınca donakalmıştım. “Evet… Siz Türk müsünüz?” diye sordum. “Hayır, Türk değilim. Bu arada ben Esma. Sizin Paris ziyaretiniz süresince destek edeceğim…” yanıtını aldım. Tokalaştık ve otomobile doğru yürümeye başladık. Türk olmadığını söylediğinde şaka yapıyor olmalı diye düşündüm. Esma, takribî 30 yaşında, uzunca boylu, esmer, giydiği ekip giysiden sıkı ve dikkat çekici kalçaları ve gömleğinden taşan kocaman göğüslü, Seçkin bir bayandı. Otomobile bindik, havaalanından çıktık. Yolda yanımda oturuyordu ve “Ben idareyici asistanıyım. Aslen Arap orijinliyim, ama ailem Fransa’da yaşıyor. Türkçe’yi ise başkalaşım programıyla geldiğim İstanbul’da bildim.” diye kendisini tanıtıyordu. Oldukça kibar, çekici bir bayandı. Yol süresince sohbet ede ede geldik. “Saat şu anda 14:00, saat 19:00′da akşam yemeği programımız var. Şayet isterseniz bugün istirahat edin, yarın dilerseniz şehri sizi dolaştırabilirim. Otelde dilediğiniz tüketmeyi yapabilirsiniz.” dedi. Otelin önündeydik, oldukça lüks ve hoş bir oteldi. Beraber içeri girdik, bavullarımız Bellboy’a verip resepsiyona ilerledik. Resepsiyonistle Esma Fransızca birşeyler konuştular. En sonunda iki tane kart verilmişti. “Reelinde yan odanızda kalmam tasarlanıyordu, ancak tek bir suit oda kalmış. Ben üst katınızda olacağım. Oda numaramı vereyim, dilediğiniz zaman arayabilirsiniz!” deyince, “Esma Hanım, benim için mesele değil, dilerseniz siz suitte kalın, ben değişik odada kalırım…” dedim. “Efendim, olmaz, tasarlanan gidişat bu, hem sizin için suit belirlim çok daha rahat olacaktır!” dedi. Asansöre bindik. Esma’dan oldukça hoş ve çekici bir parfüm kokusu geliyordu. Saçlarını arkadan topuz yapmış, kalın çerçeveli gözlükleriye çok çekici olmuştu. Asansörden indik. Suit odaya doğru ilerledik, Esma Bellboy’a bahşişini verip, bana, “Dilediğiniz zaman arayın, cep telefonumu vereyim size…” diyerek cep numarasını verdi. Bellboy kapıyı açtı, bavulumu içeri koydu. Esma ve Bellboy çıkınca yalnız kalmıştım odada. Üstümdeki ceketi çıkardım, astım. Kravatımıda çözüp odayı dolaşmaya başladım. Oldukça lüks bir odaydı, bir minik bar, yatak odası, oturma odası, birde çalışma odası biçiminde dizayn edilmiş bir oda. Yatak odasına geçtim, bütün uzanacaktım ki, bir duş almak usuma geldi. Soyundum, duşa girdim. Daha doğrusu jakuzi biçiminde bir duştu, ama ben yalnızca duşu açtım. Jakuzinin sevincini sonra çıkarırım diye düşündüm. Minik bir duş alıp belime havluyu sardım. Yatak odasına doğru yürüdüm, telefonum çalıyordu… Açtım telefonumu. Karım arıyordu, inince haber vermeyi unutmuştum. Konuştuk azıcık, sonra kapattım, uzandım yatağa. Televizyonu açtım, belki İngilizce bir kanal bulurum diye. Zaplamaya başladım, ki bir soft porno kanalı bulmuştum. Rastgele bir sikiş yoktu, yalnızca kızlar gösteri yapıyordu. Sesini de kısıp, elime bir Viski ve sigara alıp izlemeye başladım. Sikim kalkmıştı, karımın Regl yarıyılı olduğundan bir haftadır sevişmiyorduk. Acaba Paris’te kendime göre bir orospu bulabilir miyim diye düşünüyordum. Zira ilk defa yalnız gelmiştim, gittiğim zaman dostum Kemal evvelden ayarlardı orospuları. Reelinde Kemal’i arayıp, bana bir orospu bulmasını isteyebilirdim. Neyse, sonra bunaldım TV’den, kapattım. Azıcık yatmak iyi gelebilirdi. Kalktım, boxerımı giydim. Yatağa uzandım. Telefonumun saatini 18:00′e kurdum, ve yatmışım… 18:00′de tekerrür uyandım. Hava yağmurluydu. Kalktım, aldığım ekip giysilerimden birini giydim. Üstüme hoş bir parfüm sıktım, aynada kendimi düzenliyordum ki, oda telefonum çaldı. Açtım. “Mehmet Bey, hazırsanız saat 18:30′da lobide buluşalım.” dedi Esma. “Peki Esma Hanım!” deyip kapattım telefonu. Saat 18:30′da lobideydi Esma. Pek bir farklılığı yoktu, gene çok şık ve seçkin bir gidişattaydı. Resepsiyoniste taksi çağırmasını söyledi. “Reelinde firma, şöförlerden birini ayarlayacaktı, ancak sürücü bugün uygun değildi, kusura bakmayın lütfen!” dedi. “Ehemmiyetli değil Esma Hanım. Reelinde bir araba kiralasak daha rahat olurdu…” dedim. “Efendim benim otomobilim var, ancak araba kiralamamız zahmetli olabilir. Dilerseniz benim otomobilimi kullanabilirsiniz.” diyerek bir kibarlık misali gösterdi. “Neyse mesele değil, taksiyle ve sürücüyle yönet ederiz artık!” deyince tebessümdü. Taksi gelmişti. Bindik taksiye. Bir restaurant ismini söyledi, gitmeye başladık. “Paris. Senenin 300 günü yağmurludur…” diyerek tanıtmaya başladı bana şehri. Ben ise onu alakayla dinliyordum. Giderken bana o meşhur Eyfel Kulesi’ni gösterdi, anlattı bana tarihçesini. Paris’in meşhur sokağı ve ismini şimdi andıramadığım abidesinden devam ederek, kısa bir zaman sonra restauranta gelmiştik. İndik otomobilden. Oldukça nitelikli bir restauranttı. Firma yetkilileriyle tanıştık, yemeğe geçtik. Esma bana, “Şarap kapsa misiniz?“ diye sorunca, “Esma Hanım, Paris’e gelip şarap içmeden gidilir mi?” diye mizah yaptım. Şarap, yemek, sohbet, herşey yolundaydı. Firma yetkilileri oldukça kibardı, ilk görüşmemiz oldukça hoş geçmişti. Gecenin ilerleyen saatlerinde kalktık, uyuşma artık kesindi. Tekerrür taksi taşıtıyla otele döndük. “Esma Hanım, çok teşekkür ederim, çok konukseversiniz!” dedim. “Ben teşekkür ederim efendim, iyi geceler!” dedi. “Esma Hanım, benimle bugün çok ilgilendiniz. Dilerseniz hem günün bitkinliğini atmak, hemde azıcık sohbet etmek için odama kazanç misiniz?” deyince, düşündü ve “Peki Mehmet Bey!” dedi. Odama doğru yürümeye başladık. Kapıyı açtım, oda arınılmıştı. Bir iki tane koltuğun bulunduğu odaya geldik, “Şarap?” diye öneri ettim. “Peki!” dedi. Gidip şarapları hazırladım. Sonra bir bardağı ona verdim, “Ortaklığımıza!” diyerek tokuşturduk bardakları. Çok çekiciydi Esma. Hemde çok hoş… Anlatmaya başladı. Aslen Arap olduğunu, ancak ailesinin göç edip buraya geldiğini, 4 yıldır bu firmada çalıştığını, kariyer tasarılarını, herşeyini… Ben de anlatmaya başladım. Sonra da, “Peki, özel olmazsa Esma Hanım, evli misiniz acaba?” dedim. “Ne Yazık Ki olmadı. Kandırıldım sanırım, nişanlıydım ancak dağıldım…” dedi. “Çok üzüldüm, sormamalıydım!” dedim. “Peki siz Mehmet Bey? Evlimiziniz?” diye sordu. “Evet evliyim…” dedim. Palavra söylemeye gerek yoktu. “Alyansınız yok…?” dedi. “Ben alyans, kolye, hiç bir aksesuar kullanmıyorum!” diye palavra söyledim, çapkın bir erkektim ben, alyans bende ne arasındı? Ama kolumdaki büyük ve azametli saati yok saydım nerdeyse. “Evet, kolunuzdaki saatten anlaşılıyor!” deyip tebessümdü. “Gereklilik…” dedim. “Alyansta öyle değilmi?” dedi. “Yüzükten rahatsız oluyorum, bir artniyet aramayın lütfen…” dedim. Tekerrür gülüştük. 2 bardak şarabı tamamlayınca, Esma, “Bu hoş gece için çok teşekkür ederim, ben kalkayım…” dedi. Reelinde kalmasını çok isterdim, ama, “Peki Esma Hanım, ben teşekkür ederim!” dedim. Giderken, “Mehmet Bey, yarın bir program yok, dilerseniz dolaşalım Paris’i?” deyince, “Çok iyi olur, hem ben de merak ediyordum zati!” dedim. Esma’yı uğurladım, hemen duşa girdim. Sonra ben de yattım… Ertesi sabah saat 07:00′de kapım çalındı. “Mehmet Bey?” diye bir ses. Üstümde yalnızca boxer vardı. Hemen kalktım, “Esma Hanım, bir saniye!” deyip, pantolonumu giydim. Üstümede bir siyah tişört geçirip, kapıyı açtım. Esma gene takım elbiseyleydi. “Ah, özür dilerim, reelinde aradım ama açmadınız…” dedi. Saat daha 07:00′ydi! “Dilerseniz kahvaltıya inelim!” dedi. “Esma Hanım, isterseniz içeri geçin, 5 dakikaya kadar hazırım!” dedim. Esma içeri geçti, hali hazırda havlu yatağın üstündeydi. Oturma odasına oturdu. “Şeyy, Esma Hanım, isterseniz rahat olalım bugün, nasıl olsa bir buluşma, bir şey yok, siz de rahat bir şeyler giyin üstünüze!” dedim. Esma Hanım, “Öğrenmem ki?” dedi. “Ne olacak canım, rahat olun lütfen. Geziyoruz bugün!” deyince kalktı, ben de giyinmek için odaya girdim tekerrür. 15 dakika sonra lobide buluşmak üzere laflaştık. Ben üstümü giyindim, bir gömlek, birde casual pantolon, hazırdım. Lobide tekerrür Esma’yla buluştuk. Esma çok hoş olmuştu. Bir beyaz body, üstüne lacivert hırka, altına kot pantolon. Body’sinden memelerinin çatalı görünüyordu. Askılı elbisesinden siyah sütyen askısı görünüyordu. Kahvaltımızı ettik, sonra kalktık. Eyfel kulesi, bir hayli alan, Lafayet vs. kısacası her yeri gezdik o gün. Öğlen yemeğinde atıştırdık, dolaşmamız yarım kalmasın diye. Gerçekten çok hoş şehirdi. Başka Bir Deyişle sihirli, muhteşem. Akşam oluyordu. “Otelde yemeyelim, dışarıda yiyelim!” dediğimde, çok hoş bir restauranta gittik. Orada akşam yemeğimizi yerken şarap içmeye devam ediyorduk. Sohbet, muhabbet her şey çok hoştu. Sarihçe etkilenmiştim ondan. Hem duygusal anlamda, hem cinsel anlamda. Saat 12:00 gibi, Esma, “Dilerseniz bir bara gidebiliriz?” deyince, “Esma Hanım, muhabbetiniz çok hoştu. Otele dönelim, dilerseniz odada devam ederiz?” dediğimde tebessümdü. “Geçen sefer sizdeydik, bu sefer siz emredin benim odama!” dedi. Önerisine düşüncesiz kalamadım. Otele döndük, odasına çıkmaya başladık. Odasının kapısını açınca, “Of, dağınık vazgeçmiştim, umarım toplamışlardır ya.” deyip güldü. Girdik, bir araya gelmişti. Ama Esma’nın odası çok ufaktı. Başka Bir Deyişle yatak, duvarda ayna, ufak bir televizyon. “Hazinim, benim odam sizin gibi değil.” dedi. “Hiç mesele değil.” dedim. Minibara yönelip bir şarap açtım, bardaklara koydum. Esma yatağa oturmuş, ben de masanın yanındaki koltuğa oturmuştum. Tokuşturduk ve içmeye başladık. Artık çok daha hafiflemiştik ikimiz de. Esma kahkalar atıyor, ben anlatıyorum, o da aynı biçimde anlatıyor, beraber gülüyorduk. “Mehmet Bey, beliniz ağrımıştır, emredin siz de yatağa oturun!” deyince, bunun bir öneri olduğunu düşünmüştüm. Kalktım, oturdum yatağa. Şimdi Esma’yla aramızda çok ufak bir mesafe vardı. Dudakları çok hoş görünüyordu. Bende de minik minik hareketlenmeler başlamıştı. “Sigaramız da bitti…” deyince kalktım, kolimden bir sigara çıkardım. Ona ikram ettim. Bir sigara bir bayanda ancak bu kadar seksi durabilirdi… Ancak artık cinsel isteğim şarap tesiriyle doruktaydı. Esma hali hazırda konuşuyordu, elinde şarap bardağı. Usulca şarap bardağını aldım elinden. Suskunlaştı ortalık. Masaya vazgeçtim. “Mehmet Bey?” diye dönünce usulca dudaklarımı yanaştırdım. O da aynı biçimde dudaklarını yanaştırmıştı ve dudaklarımız birbirini buldu Esma’yla. Ağzını aralayıp dudaklarımı kabul etti. Saçlarını okşamaya başladım, bir yandan alt dudağını çılgınca emiyordum Esma’nın. Bir zaman dudak metamorfozlarıyla öpüştükten sonra sarıldım ona. Usulca altıma aldım. Hali Hazırda öpüşmeye devam ediyorduk. Çok romantik bir öpüşmeydi, Esma altımda, sırtımı sıvazlıyordu. Usulca hırkasını indirdim, omuz başlarına öpücükler koymaya başladım. Bu sırada ellerim boş durmuyor, Esma’nın kot pantolonundan bacaklarını okşuyordum ki, telefonum çaldı… Esma, “Mehmet, telefon…” deyince, “Boşver telefonu, anın sihrini bozmayalım!” dedim. Ama Esma rahatlığını kaybetmişti. Telefon susmuş, tekerrür çalıyordu. Ben de merak ediyordum. Kalktım, cebimden telefonumu çıkardım. Açtım, karım arıyordu. Esma o sırada kalktı altımdan, hemen banyoya koştu. Lanet olsun, tüm anın sihri kaçmıştı. Karıma yattığımı yetişemediğimi söyledim. Kapatınca kalktım, banyoya gittim. Esma ağlıyordu. “Ne oldu Esma?” dedim. “Git Mehmet, bu olmamalıydı, ne olur git!” dedi. “Esma sakin ol!” demem bir fayda sağlamıyordu, “Mehmet çık dışarı!” diye bağırdı. Naçar çıktım banyodan, sonra da odasını terk ettim. Odama gittim. Düşünecek halde değildim, hemen bir duşa girip yattım. Ertesi gün saat 08:00’de Esma’yla evvelden sözleştiğimiz gibi kahvaltıya indik. Esma da, ben de takım elbiseyleydik. Kahvaltılarımızı yerken çıt çıkmıyordu ikimizden de. Gözünü önünden ayıramıyordu Esma. Neyse, kahvaltı faslı bitti, bindik otomobile, işletmeye gittik. Esma yanımdaydı, buluşmaya geçtik. Buluşmada son kararlar alındı ve imzalar atıldı. Resmen ortaklığı kurmuştuk. İdareyicilerden biri, “Mehmet Bey, ortaklığımızı kutlamak için bu akşam bir yemek kumpasladık, katılımınızı bekliyoruz!” dedi, “Memnuniyetle!” dedim. Firmada işimiz bitince, Esma’yla otomobile bindik. Tam gün tek bir kelime dahi konuşamadık onunla. Otele geldik, “Esma.” dedim suskunca. Bana baktı. “Esma, lütfen beni dinle!” dedim. “Burada olmaz, odaya gidelim!” dedi. Çıktık asansörle. Odamın kapısını açtım. Esma içeri girdi, oturdu. Çantasını, pardesüsünü, her şeyi yere vazgeçti. Gözlerini bana dikti ve “Ne diyeceksen, acele söyle!” dedi… Usulca ben de ceketimi çıkardım. “Esma, ben çapkın bir erkek değilim. Başka Bir Deyişle dün gece yaşananlar tasarılı değildi, seni yatağa atmak gibi bir maksadım yok. Aniden büyüdü, yakalayamadım kendimi. 3-4 gündür öyle kibar, öyle iyi davranıyorsun ki bana, elde değil etkilenmemek!” dedim. Esma bunları dinleyince konuşmaya başladı: “Mehmet ben de çok etkilendim senden. Ama sen evlisin. Üstelik bu öğlenden itibaren işverenim vaziyetindesin. Başka Bir Deyişle, ben evli bir erkekle birlikte olamam. İnan çok çekicisin, ama hem iş, hemde evli olduğun için unutalım dün geceyi…” dedi. Usulca yanına oturdum. Saçlarını okşmaya, saçlarıyla oynamaya başladım. Kulağına hafif soluklar vererek, “Çok etkileyicisin Esma, kışkırtıyorsun beni. Güzelsin, alımlısın, seksisin. Senin karşında düşüncesiz duramıyorum ben… Egemen olamıyorum kendime…” diyerek fısıldamaya başladım. “Mehmet, yapma…” demesini dinlemedim ve boynundan öpmeye başladım… “Kendini bana vazgeç. Ne olacaksa olsun…” deyip onu kışkırtmaya çalışıyordum. Daha fazla katlanamadı. Dönüp dudaklarımı dudaklarına yapıştırdı. Tekerrür öpüşmeye başladık, sulu sulu, ıslak ıslak. Salyalarımız birbirine karışırcasına yiyiyorduk birbirimizin dudaklarını. Elim ceketine gitti, bir çırpıda çıkardım ceketini. O da benim gömleğimin düğmelerini açmaya uğraşıyordu. Usulca çenesine minik ısırıklar atmaya başladım, bunun üzerine Esma, “Mehmet, dayanamıyorum sana!” diye inlemeye başladı. Usulca tekerrür sarıldım ve altıma aldım. Dün geceki senaryo aynen benim odamda yaşanıyordu şimdi. Çok ateşli bir biçimde süratli süratli sevişiyorduk Esma’yla. Parfümü çıldırtıyordu beni! Boynuna inerken, elim çoktan naylon çorabının üstünden yukarıyalar doğru çıkmaya başlamıştı. Kasıklarının arasında o sıcaklık elimi yakmaktaydı… Boynuna hafif soluklar vererek yalamaya, emmeye başladım. Gömleğinin düğmelerini açmaya başladım, Esma inliyordu kısık kısık. “Mehmet, dayanamıyorum sana, seni istiyorum, Mehmet!” diyerek inlemeleri beni kudurtuyordu. Son düğmesini açıp, gömleğini iki yana açtım. Sikim artık pantolonumu zorlamaya başlamıştı. O gömleğe sığmayan, kocaman ve siyah sütyeninin içinde harika duran memelerinin üst kısmı dilimdeydi şimdi. Sütyeninden kalan memesini emmeye başladım Esma’nın. Usulca elimi arda götürdüm, açtım kopçasını. Şimdi karşımdaydı işte, o kocaman, sert, kocaman memeler… Uçları gayet davetkar bir biçimde beni çağırıyordu sanki. Elimle bir pres gibi sıkıştırırken, dilimi onun diliyle buluşturdum. Dillerimiz resmen dans ediyordu. Artık devam kalmamıştı. Hemen eteğini indirdim, siyah külodunu sıyırdım. Hafif kıllı amcığı o kadar seksiydi ki… Elimle sululuğunu test edercesine okşamaya başladım. Ki hali hazırda öpüşüyorduk. Esma’nın soluk alış verişleri sıklaşmıştı. Amcığının dolgun dudakları arasında o daracık, pespembe ve ıslak am deliğine bir parmağımı soktum. Parmağımla ileri geri yapıyordum, Esma artık çıldırmış gibi soluk alıp veriyordu. İkinci parmağımı usulca batırdım amcığına. Boğumundan kıvırarak onun en alıngan noktasını uyarıp ilk orgazmını yaşamasını istiyordum. Esma artık çığlık atıyordu! Usulca kendi pantolonumu indirdim. Onun külodunu indirdim, artık o ıpıslak amıyla benim kalkmış ve ucu bir mantar büyüklüğüne erişmiş sikim arasında hiçbir şey kalmamıştı. Elimi çekmeceye attım ve beklediğim şey elime geldi. Kondom. Hemen çıkardım kutusundan, reelinde bavulumda geciktirici tesirli kondomlarım vardı, ama kalkıp o an almak güç geliyordu. Taktım sikime ve Esma’nın amcığına doğru hizaladım. “Gir! Gir! Kudurttun beni! Sok artık o sikini amcığıma!” dedi. “Gerçekten istiyor musun?” dedim. “Hayvan! Sok artık! Hadi!” dediğinde, Esma’nın sertlikten beğendiğini anlamıştım. Usulca hizaladım sikimi amcığına doğru. İttirmeye başladım. Yarısına kadar girmiştim. Şimdi Esma soluk alış verişini iyice mübalağa etmiş, kalkan bedeni beni kudurtmaya yetiyordu… Bir anda soktum amına. Alev alev yanan amcığındaydım artık. Eğilip kulağına, “Ohhh! Alev alevsin bebeğim!” dedim. Azıcık içinde bekleyip sıcaklığa alışmasını sağladım sikimin. Ve üstünde kaymaya başladım. Ben kaydıkça Esma daha sert öpüyordu dudaklarımı. “Sik! Sik! Sik! Ahh! Ohh! Mehmeet! Becer beni!” diye inlemelerine, ben de, “Beceriyorum hoşum, kaç gündür hayal ettiğim gibi amına koyuyorum, sikiyorum amcığını. Ohhh! Islak orospu!” sözlerimle karşılık vermekteydim. Esma küfürlü sözlerimi dinleyince iyice azdı. Üstünde kayıp gidiyordum, yatak gıcırdamaya başladı. “Ne oldu, küfür hoşuna mı gitti aşkım?” dediğimde, “Evet! Evet! Daha derine Mehmet! Ahhh! İşte böyle!” diyerek inlemeye başladı. Kulağına hafifçe eğilip, “Sen bir orospusun. Daracık amcıklı, yarak hastası bir orospusun!” diye küfür ettim. “Evet Mehmet! Evet! Orospu de bana, söv bana aşkım!” diye inliyordu. “Senin amcığını sikeceğim orospu. Her deliğin benim olacak. Ohhhh! Sulu kaltak seni! Yarağı yiyince nasılda azdın, amına koduğumun orpspusu seni!” dedim. “Evet sikicim, evet kocacığım, sik beni, dağıt!” dedi. “Sikeceğim orospu. İki gün süresince yarağa doyacaksın. Ohhh!” diyordum. İçinden çıkmadan kaldırdım onu. Hafifçe oturdum, şimdi kucağımda zıplamaktaydı. O zıpladıkça memeleri sallanıyor, güzel bir görüntü tutuyordum. O memeler ağzımdaydı şimdi. Meme uçları kabarmış, resmen ballanmıştı. Çok lezzetliydi, ben böylesini görmemiştim! Esma yavaş hareketlerle sikimde inip kalkarken, elleriyle bana iyice sarılmıştı. Hem memelerinden, hem amcığından uyarılması onu çıldırtıyordu. Ben de bir bebek örneği o kocaman göğüs uçlarından sanki süt çıkacakçasına emmekteydim. Esma süratlenmişti. O süratlenince memeleri de süratlenmişti. Elimle usulca kaldırdım Esma’yı. İçinden çıkarak uzandım yatağa. Esma hiç durmadan aldı tekerrür içine. “Hakimiyeti bana vazgeç aşkım!” diyerek ellerimi yakaladı, iki yana açtı. Tamamen içindeydim. Bu kadının amcığının sıcaklığı beni çıldırtıyordu! Azıcık bana dönük biçimde zıpladı sikimin üstünde. O zıpladıkça, ben de, “Evet bebeğim, işte böyle! Nasıl hoş zıplıyorsun orospu! Ohhh! Kudurtuyorsun beni! Zıpla aşkım zıpla! Al o siki amcığına!” diye konuşuyordum. Esma daha sonra çıktı indi üstümden. Şimdi ardı dönmüştü ve benim pompalamamı istiyordu. Tekerrür oturdu sikime. Ben belinden tuttum, götü yapışmıştı kucağıma. Hafifçe indirip kaldırmaya başladım. Süratlendim. Belini usulca yukarıya yakalayıp alttan süratli süratli pompalamaya başladım Esma’ya. Yalnızca odada Esma’nın haykırışları ve bedenlerimizin birbirine kavuşmasının ‘Şak, Şak Şak!’ sesleri vardı. Elim usulca Esma’nın göt deliğine gitti. Çok hafif kıllanma vardı, hem göt deliğinde, hem amcığında. Ama çok hoştu, ben zati hafif kıllı beğenirim. Öyle daha natürel olduğunu düşünürüm. Hatta karımın amı hep üçgen kıllıdır. Usulca parmağım göt deliğinde gezinmeye başladı, o sırada hali hazırda amına pompalıyordum. Parmağımla hafifçe zorluyordum göt deliğini. Esma’nın harikulade götünden çıkan parmağımı bir hoş emdim. Tükürdüm. Sonra parmağımı usulca ilk boğumuna kadar soktum Esma’nın götüne. Esma hem acı, hemde zevkten kıvranıyordu. İki deliği birden uyarılıyordu. Bir zaman böyle devam ettim. Esma kıvırarak alıyordu siki amına. Daha sonra kaldırdım onu. Ben de kalktım. Dizleri yatağın üstündeydi, usulca domalttım onu. Uzun bacakları ve şekilli yuvarlak kalçalarıyla her yeri karşımdaydı şimdi. Hemen iki elini tuttum. Artta kavuşturdum. Sikime tükürük atıp, amına soktum Esma’nın. “Ahhhhh!” diye bir inleme. Sonra tempolu inlemeleri dolduruyordu odayı. Ben ise kudurmuş gibi sikmekteydim Esma’yı. Esma’nın ellerini vazgeçip belini yakaladım. Esma nın eli hemen klitorisine gitti. Klitorisini uyarmaya başladı. Benim de vurma darbelerim süratlenmişti… “Geliyorum Esmaaa!” diyerek inleyince, “Mehmet, ben de! Ben de! Ben deee!” diye inledi. Kasılmaları çoğalmıştı. Azıcık daha katlanmaya karar verdim. Esma’nın, “Ahhhhhhh!” diye inlemesiyle geldiğini kavramıştım, üstelik kendini yatağa vazgeçmişti. Esma’nın üstüne iyice çullandım, 5-6 yarak darbesinden sonra artık daha fazla katlanamadım. Üstüne yığılarak boşalmaya başladım. Kondom patlayacaktı sanki! Esma hali hazırda altımdaydı ve kasılmaya devam ediyordu. “Ihh, Ihhh!” diye inleyerek boşalmam bitti. Azıcık daha kaldım Esma’nın amının içinde. Dönüp dudaklarını öptüm. “Mehmet… Öldürdün beni!” dedi, tebessümdüm. “Esma, sen, sen… Harikasın!” dedim ben de. Usulca indim üstünden. Sikim hali hazırda kalkıktı. Usulca prezervatifi çıkardım, yandaki komidinde duran peçeteye sardım. Uzandım yatağa. Esma hali hazırda yüzüstü uzanmaktaydı. Bedenini okşuyordum… Bir zaman böyle kaldık. Daha sonra kendisine derledi, döndü tekerrür. Memelerinde hali hazırda benim salyalarım duruyordu. Usulca kalktı. Kültablası ve sigara kolisini getirdi. Orgazm sigarası… Bir tane sigara yaktı, göğsüme uzandı. Derin bir soluk çekti, sonra bana verdi. Benim ellerim hali hazırda Esma’nın memelerindeydi. Sonra kendisi ayrı bir sigara yaktı ve her kadının, daha doğrusu her kızın sorduğu o absürt sual çok geçmeden geldi: “Ne oldu şimdi?” diye sordu. “Memnun değil misin?” dedim. “Çıldırma! Kaç kere orgazm olduğumu andırmıyorum, ama bir günlük mü olacak her şey?” dedi. “Aşkım, senden çok etkilendim. Gerçekten. Bayıldım sana. Yalnızca seks anlamında değil. Halin, tutumların, etkileyici bakışların…” dedim. “Teşekkür ederim, ama ne olacak bundan sonra Mehmet?” dedi. “Şimdi bunları konuşmayalım. Yeri gelince konuşuruz bebeğim…” dedim ben de. Ne mülk bir sual. Ne olacakmış bundan sonra? Ne olacaktı ki, sikiştik bitti işte! Şayet istersen tekerrürleriz, istemezsen sen yoluna ben yoluma herhalde! Ama yineleyeceğiz gibi görünüyordu. Bir zaman dinlendik. “Saat kaç?” diye sordu Esma. Baktım, 18:00’e geliyordu. “İşletmenin tertip ettiği akşam yemeğini unutma, 19:00 gibi orada olalım canım, hadi ben duşa giriyorum!” deyip kalktı. Ben de odadaki değişik duşa girdim. Ben çıktığımda Esma bornozlaydı, saçlarını yapıyordu. Gittim yanına, o sabun kokan omuz başlarını öptüm. Ona, “Hadi bir daha!” deyince, “Aa, olmaz ama, hazırlanıyoruz!” dedi. Güldüm tekerrür. Ben de kalktım, indirdim bornozumu. Bir tane takım elbisemi çıkardım, boxerımı giydim. Esma kendi külodunu, sütyenini giymişti çoktan. O da elbiselerini giydi, hazırdık. “Bana yarım saat ver. Makyaj yapmalıyım!” deyip odasına gitti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

sex hikaye